21 Eylül 2008

Hayatınızdaki "Fransız"lar =))

"Fransızlar mİlliyetçidir, soğuk ve itici olurlar." önyargısının üzeri çarpılanmaya başlandı. İtalyan erkekleri de namını Fransız erkeklerine kaptırmak üzere. Fransızların kaptığı sadece "erkeklerin yakışıklılık miti" değil üstelik. Güzel ne varsa çoktan kendilerine mal etmişler. Hayatınızda ne kadar çok Fransız olduğunu fark ediniz:

* French kiss

* French bed
* French fries
* French kitty
* French manicure
* French press

Sadece bunlarla da kalmıyor. "Fransız şıklığı" ve "Fransız usulü beslenme rejimleri" her gazete ekinde ve kadın dergisinde karşımızda. Ahh bir de bu var tabii: "EVERYTHING SOUND SEXIER IN FRENCH!* "

abi - kız kardeş diyalogları : ))

- Biricik kardeşim benim, dünyanın en güzel kız kardeşi, canım...
- Param yok, su getiremem, bakkala gidemem ders çalışıyorum.
- Allah cezanı vermesin, ben istemesem seni yapmıyorlardı ama!
*****

- Aabiii burada cips vardı nooldu?
- Yedim.
- Ee burda kurabiyeler vardı?
- Onları da yedim.
- Yaa kolayı nereye koydun?
- İçtim.
- Boşal da semerini ye be yuh! Burda yarım bir çikolata var yiyorum ona göre!
- Yiyemezsin yaladım ben onu!
*****
- Abi çay bardakları nerde?
- Bir de evin kızı olacaksın, hayret bir şey!
- Ya söylesene.
- Tuvalete bak, rezervuarın içindeydi en son.
- Ee, hani yok burda!
*****
- Ciyaaak anneciimmm örümceeeK!
- Spiderman'in posterini odana asarsın ama...
*****

- Abii saç kurutma makinesini gördün mü?
- Valla tost makinesiyle sevişiyordu en son.
- Bir kere de doğru cevap ver bee!
- Tamam be yedim.
- Bak buna inanırım işte.
*****
- Kimdi o?
- Kim kimdi?
- Arayan.
- Ne zaman?
- Demin telefonda konuştuğun kimdi diyorum dolaştırma lafı.
- Osman.
- Osman senin 1.90'a 90 kila bir abin olduğunu biliyor mu?
******
- Kalk yemek ısıt bana. Hadi koş koş koş koş.
- Yaa bir gün de kendin yap bir işini ya, Allah'ım neydi günahım.
- Neee? yarın gece dışarı çıkmak istemiyor musun?
- Dolma mı? Tavuk pilav mı?
Nerden kestiğimi hatırlamadığım, çok güldüğüm replikler : ))

18 Eylül 2008

Fight Club'ın yazarından sekskolikler


Bir kitap düşünün, okumaya başladığınızda sizi okumaktan vazgeçirmeye çalışıyor. "Sonra her şey daha kötü olacak" diye defalarca uyarıyor. Seks, sümük, göt, hastalık, bağımlılık, algı ve ölümle dolu bir kitap bu!
Yazarı çok tanıdık; Fight Club'ın yazarı Chuck Palahniuk bu sefer de fazla düzenli bulduğu kendince protesto eden bir annenin sekskolik oğlunu anlatıyor.
Bir yandan "Yok artık!" dedirtiyor, diğer yandan heyecanla okutuyor kendini. Elektrik süpürgesinin ağzına tozlar dolup emme gücünü azaltmasın diye girişinin biraz gerisine bu tozları parçalayıcı döner bıçak konulunca penisi parçalanmış şekilde adamların hastaneye koşması, uçaklarda tuvalet kapılarını kilitlemeyen sekskolikler, tecavüz bağımlısı kadının potansiyel tecavüzcüye verdiği "getirilecekler listesi", mastürbasyon yapmamak için çıkıp şehirde kocaman bir kaya arayan ve bulduğunda onu eve taşıyan bir adam, hangi kitapların tuvaletlerinde hangi pozisyonların uygulanabileceği ve daha nicesi bu kitapta!
TIKANMA, Chuck Palahniuk, Ayrıntı Yayınları ( Yeraltı Edebiyatı), 15 YTL, 231 sf.
Kitaptan bazı parçalar:
- Seks bağımlıları, devamlı seks yapmaktan ötürü vücudun salgıladığı bir maddenin bağımlısı oluyor. Orgazm olunca vücut endorfin salgılıyor, bu da acıyı hafifletir ve insanı sakinleştirir. Seks bağımlıları aslında seks değil, endorfin bağımlıları. Bir seks bağımlısı açısından karşısındakinin göğüsleri, penisi, klitorisi, dili veya kıç deliğinin her zaman kullanıma hazır şekilde zulada tutulan bir vuruşluk eroinden farkı yok.
- Bu cesur, nazik, kendini bir davaya adamış birnin hikayesi değil, asla aşık olmayacağınız birinin hikayesi.
- Aptal çocuğu ilgilendirenşey pornografinin seks kısmı değildi. Çocuğu ilgilendiren kendine güvendi. Cesaretti. Bütünüyle utanmazlıktı. Rahat ve içten gelen dürüstlüktü.
-İnsanlar dünyanın güvenli ve düzenli bir yer olması için yıllarca çalışırlardı. Ama hiç kimse bunun ne kadar sıkıcı olabileceğinin farkında değildi. Bütün dünyanın parsellendiğini, hız limitleri konulduğunu, bölümlere ayrıldığını, vergilendirildiğini ve düzenlendiğini, bütün insanların sınavlardan geçirildiğini, fişlendiğini, nerede oturduğunun, ne yaptığının kaydının tutulduğunu düşünün. Hiç kimseye macera yaşatacak bir alan kalmadı, satın alınabilenler hariç. Lunaparka gitmek, film izlemek gibi. Ama bunlar sadece sahte heyecanlardı. Gerçek heyecan yok, eğlence, keşif, buluş yok.
- (Bir seks bağımlısı uçaktaki tuvalette çıplak beklemesinin açıklaması olarak) Bunu yapıyorum; çünkü kendimi iyi hissediyorum. Belki niye yaptığımı aslında bilmiyorumdur. Katilleri idam etmelerinin sebebi de buna benzer bir şey. Çünkü insan bazı sınırları aşınca aynı şeyi tekrar tekrar yapmak istiyor.
Çünkü bazı çizgileri geçtikten sonra hep geçmek istersiniz. Ve devamlı kaçmaktan kaçış yoktur. Kendimizi şaşırtırız. Yüzleşmekten kaçınırız. Anı yaşarız. Otuzbir çekeriz. Tv izleriz. Reddederiz.
- Sağlıklıyız, genciz, uyanık ve canlı insanlarız. Olaya böyle bakarsan hangisi daha normal?

PS: Kitabı keşfeden, bana anlatan, sonra da ödünç veren, ev talıma faslıma bambaşka bir dünyayı taşıyan Özge'me kocaman teşekkür : )

Parantez ve fındık vodka : )


Bir kaç sene öncesinde Refik gibi meşhur meyhanelerden ve Babylon'dan başka gidilesi yeri bünyesinde barındırmayan ve Taksim'e kıyasla oldukça ıssız olan Asmalımescit şenlendikçe şenleniyor!
Kalabalık sevmeyenlerin uzak durması gereken bir bölge; ama yazın son günlerinde rengarenk giyinmiş insanlarla dolu sokaklarda oturup içmek için ideal...
Babylon lounge'ın sokağındaki Parantez'i bir kaç hafta önce keşfettim. Ve geceki planım ne olursa olsun, Parantez'de bir "fındık duble" yuvarlamadan hiçbir yere gitmez oldum.
Parantez'i aslında meşhur yapan leziz "mojito"su. Herkes hayatında içtiği en iyi mojito'lar arasında sayıyor Parantez'de içtiğini.
Mojito'dan çok hoşlanmadığım için tercihimi vodkalardan yana yapıyorum ben. "Sakız havası" (sakızlı vodka) ve fındıklı vodka leziz.
Çalışanlar çok eğlenceli, müzikler her telden ve fiyatlar gerçekten uygun. Mojito arası tekila 5YTL, fındık duble 10YTL mesela.
Haftasonu giderseniz ya rezervasyon yaptırın ya da biraz erken saatte gidin derim ben. Kalabalık bir ekipseniz "sex on the asmalı" ile eğlenceli bir başlangıç da yapılabilir.
Yaşasın fındık vodka, yaşasın Parantez!*


Dip not: Giderseniz Özge'nin sarışın arkadaşından selam söyleyin, yerime de bir fındık vodka devirin : )


Telefon: 0212 245 75 15

Adres: Asmalımescit Jurnal Sok. No:1 Tünel



Abi dur bi MOJİTO içelim 12 ytl

Hadi bi TEKİLA atalım 5 ytl

Sakız Havası 12 ytl

Bi kova bira devirelim 30 ytl

sıradışı düşünmeye ilişkin hoş bir hikaye


Güzel ve zengin görünüşlü bir kadın, New York'un önde gelen bankalarından birine girer; üç haftalığına Avrupa'ya gideceğini ve 2000 dolar kredi almak istediğini söyler. Kredi yetkilisi, güzel kadına teminat olarak ne verebileceğini sorar. Kadın " Benim bir Rolls Royce arabam var, krediyi size geri ödeyinceye kadar rehin alabilirsiniz" der. Banka görevlisi, bir görevliye arabayı bankanın garajına çektirir ve kadına hemen iki bin doları verir. Üç hafta sonra kadın 2000 doları ve 10 dolar faizi getirir ve arabanın anahtarını alır.
Ayrılmadan önce banka yetkilisi merkala sorar: "Efendim, Avrupa'ya seyahate gidecek ve bir Rolls Royce'a sahip olacak kadar zenginsiniz, niçin bizden 2000 dolar kredi aldınız?"
Kadın gülümseyerek cevaplar: "Avrupa'ya gitmek zorunda olan bir insan, kıymetli bir Rolls Royce'u üç hafta için 10 dolar gibi cazip bir fiyata daha garantili başka nereye park edebilir?"

Kaynak: sıradışı yaşam becerileri - melih arat

Melon34


Nişantaşı sakinliğin sınırlarını zorlarken, Buzz, Niş gibi mekanlar kapalıyken, Nişantaşı'nda hala bangır bangır müzik çalan, haftaiçi bile gidip geç saatlere kadar dans edilebilecek bir mekan var: Melon34!
David Guetta'dan Fatih Ürek'e kadar dans ettirme potansiyeli olan her şarkı çalıyor burada. "Over the rainbow, so high!" diye zıplarken, az sonra "Hayat beni neden yoruyooosuuunnn?" diye bağırabiliyorsunuz.
İçkiler tadıyla da sunumuyla da çok başarılı sayılamaz, oturup keyifli içki içmelik bir yer asla değil. İçkiyi dasn etmek için araç olarak görmeli buradayken.
Bir de içerisinin "sıcak sıcak çok sıcak" oldupunu hatırlatır, mümkün olduğunca ince giyinmenizi ve çantanıza bir toka atmanızı öneririm.

bu blog da nerden çıktı? =)



Uzun zamandır hep bir yerlere yetişmeye çalışarak oldukça yüksek ve koşturmalı bir tempoda yaşıyorum. Bu uyku saatlerimi ve süslenmemi azaltabiliyor; ama "okuma" ve "yazma" bağımlılığımı asla engellemiyor. Çeşitli yerlerde yazdığım yazılar, günlük sayılabilecek "kırıtık bir hatunun kocaman hayatı" blogum ve arkadaşlarıma arada sırada yolladığım ruh hali havadisleri maillerim devenin sadece kulak kısmı.Taşınırken bunu daha iyi anladım, çünkü şu anda karşımda iki valiz dolusu kağıt var. Okuduğum kitaplardan not edilmiş cümleler, gazete ve dergilerden kesilmiş enteresan şeyler, gittiğim bir yer / izlediğim bir film hakkında karaladıklarım, denemelerim, yanımda taşıdığım tamamen dolmuş not defterlerim... Bu haliyle hiçbir işime yaramayacak; ama kaldırıp atmaya da kıyamayacağım kağıttan hazinem!
Her yazıyı etiketleyerek, aradığımı bulmamı kolaylaştıracak, aynı zamanda hiç yer kaplamayacak çözüm; yeni bir blog açmaktı.
Diğer bloglarımın aksine başrolde "benim" ve "benim yaşadıklarım"ın olmayacağı, barların, filmlerin, yemeklerin, başkalarının yazılarını başrole geçip, benim sadece keşfeden olarak boy göstereceğim bir blog olacak bu. En azından öyle olması için kendimi tutacağım. "Benim sevdiğim" şeylerden oluşacağı ve ben aktaracağım için buram buram Sezen kokucak tabii. Radikal'deki yazılarımdan ve günlüğümden tek farkı anlattığım şeyin "ben" olmaması olacak.
Ev ve araba almanın, üniversiteyi bitirmenin, iyi bir evlilik yapmanın "mutlu" değil, "tatmin" ettiğine; mutluluğun ise daha minik daha anlık, daha ruhsal bir değişim olduğuna inananlardanım. Beni mutlu eden, iyi zaman geçirten, keyif almama yol açan, gülümseten bir sürü "minik güzel şey" blogu bu! Her gün bir doz "minik güzel şey" ekleyeceğim.
Yeni ev, yeni iş, yeni kararların yanında, "yeni yaş"ım yaklaşırken kendime hediyem: gıcırından, güzelinden, mutlusundan yeni bir blog!

Pinterest'im

Instagram'ım