25 Kasım 2008

en favori fiLmim .) "sıradışı & zekice"



Başlangıç notu: Bu yazı aşırı dozda spoiler içermektedir, ama film zaten bildiğimiz filmlerden değildir. Her saniyesini bilseniz de büyük bir zevkle izleyebilirsiniz.

99 F veya Türkçesiyle 9,90 YTL

O bir reklamcı, bizi istediği noktaya çeken, kendi arzularını bize empoze eden bir adam. Photoshoplu mutluluklar vaad ediyor, biz daha yeni onun yüzünden istediğimizi sandığımız bir “şey”e sahip olmuşken, çıkıp o “şey”in eskidiğini söyleyip, bize yeni bir “şey” istettiriyor. Dediği gibi ”Yeniliklerin avantajı çok fazla yeni kalmamalarıdır.”

Bütün arzularla, reklamlarla ve kendisiyle dalga geçebiliyor. Filmde kurduğu ilk cümle, “Her şey satın alınabilir. Aşk, sanat, yeryüzü, sen, ben. Özellikle de ben.” oluyor zaten.

Harika arabalar süren, Tokyo’dan ve Paris’ten giyinen, parlak gülümseyişli karizmatik bir adam Octave. Ama aslında o kadar da “mükemmel” değil. Uyuşturuculu ev partilerinin ertesi sabahı mide bulantısı ile uyanıp, küvette uyuyakalmış bir kadının üzerine kusabiliyor.

Octave kokainlendikçe, yönetmen de izleyene kısacık bir süre de olsa “high” kafayı yaşatıyor. Octave uyuşturucu komasında ambulansta yatarken, kendisine elektrik şoku verilince gördüğü, hamile olmasına sevinmediği için kendisini terk etmiş Sofia ve utrasondaki cenin ile yaptığı hayali dans sahnesi ve araba sürerken yuttukları gülen surat şekilli pembe haptan sonra etrafı bilgisayar oyunu gibi algılamaları bu kafayı yaşatan sahnelere örnek.

Film, Octave’ın çalıştığı reklam ajansının Starlight isimli diyet yoğurda reklam çekmesi üzerine kurulu. Reklamın konusu yoğurt da olsa –her zamanki gibi- cinsellik “çaktırmadan” ön planda. Starlight'ın patronu, “Bu çikolata reklamı değil” gerekçesiyle reklamda bir melezin oynamasına ırkçı bir biçimde karşı çıkarken, “diğerlerinden daha az fahişe” göründüğü gerekçesiyle, gerçek hayatta fahişelik yaparak para kazanan Tamara’yı reklam kızı olarak seçiyor. Her gün televizyonda gördüklerimize benzeyen bir reklam çekildikten sonra, Octave, yaratıcı ekip ortağı Charlie ve Tamara bir de kendi versiyonlarını çekiyorlar ve yasadışı biçimde televizyonda bunu yayınlıyorlar.

Ben bu filmi film festivalinde izlemiştim, ondan önce de romanını okumuştum. Oturup DVD’yi bir daha izlememe neden olan şey ise filmin 1saat24. dakikasında reklamlarla dalga geçen Octave & Charlie & Tamara versiyonu reklam! “İşte Starlight yeni diyet yoğurt diğerlerinden hiçbir farkı yok. Şimdi tv’yi kapatın, paranızı boşa harcamayın.” cümlesiyle başlıyor bu (anti)reklam. Octave ile Tamara’nın birbirlerinin çıplak vücutlarından yoğurt yalayışları, yediğimiz hamburgerlerin etlerinin ne kadar sağlıksız ortamda kesildikleri, yağlı bir popoya yapılan liposaction ameliyatı görüntüsü ardından gelen Afrika’da cılızlıktan ölmek üzere çocukların görüntüsü…

Filmin bitiş cümlesi de: “Her yıl dünya bütçesinin 500 milyon doları reklamlara harcanıyor. Bunun sadece %10’u ile insanlar açlıktan kurtulabilir.”

Film için iki farklı son hazırlanmış. Biri çarpıcı, etkileyici ve mutsuz son. Diğeri sündürülmüş, abartılmış, “mutlu sonlar” ile dalgasını geçmiş bir mutlu son. Ben filmi festivalde izlediğimde, yönetmen çıkıp, hangi sonu daha çok beğendiğimizi sormuştu. Garip bir şekilde -ben dahil- herkes mutsuzu tercih etmişti.


Hangi son ile biterse bitsin, çok çarpıcı, çok nükteli, çok zekice ve çok eğlenceli bir film. Kesinlikle bir kere daha aşık oldum.

Hiç yorum yok:

Pinterest'im

Instagram'ım