24 Temmuz 2009

♥ Samantha who?

Televizyondan dizi takip etmek bana oldum olası çok saçma gelmiştir. Bir diziyi seveceksiniz, mesela salı günleri 21:00'de yayınlanıyor olacak, bu yüzden sizi salı günü kim nereye çağırırsa çağırsın, aklınızda hep "yaa benim dizim var o gün" düşüncesi olacak. Gereksiz bir ayak bağı ve hayata müdahale.

Hele ki Türk işi bol göz yaşlı, bol racon kesmeli, bol duygu sömürülü, hepsi birbirine benzer dizilere tahammülüm yok. Değil oturup izlemek, fragmanlarına bile katlanamıyorum. Hele ki reklam reklam reklam reklam şeklinde bir bölüm dizi bir filmden uzun zaman alıyor ki, hiç gerek yok.

DVD'den veya internet üzerinden dizi takip edenlerdenim ben. Sex and the city ile dizi furyasına başladım, LOST ile kendimi kaptırdım, sonra bir sürü diziyi birden takip eder hale geldim. Yine de yetişemiyorum hepsine. Birini izlerken aklım diğerinde kalıyor. Çok güzel işler var.

Arada kaçırıp sonradan keşfettiklerimden biri de Samantha Who?!
Süper tatlı, süper komik!

Samantha, kılıfına uydurarak yasa dışı işler yapan ve güzel paralar kazanmasını sağlayan bir şirkette çalışan bir kadındır. Birlikte yaşadığı dünya tatlısı adamın yanında, flört ettiği birlikte olduğu bir sürü adam daha vardır. Duygusallık ve zayıflık göstermeyen, kaşarlanmış ve erkeklerle eğlenerek yaşarken, ailesiyle yıllardır görüşüp konuşmamaktadır veee bir araba kazası geçirerek hafızasını kaybeder.


Komadan çıktıktan sonra her şeye en başından başlar. Artık "iyi niyetli", "kuralları olan", "etik değerlere uyan" ve ailesiyle arası iyi birine dönüşür; ama o her şeye sıfırdan başlamışken; geçmişte yaşadıkları ve geçmişte hayatına giren insanlar aynen durmakta ve onu hatırlamaktadırlar. Bu yüzden de sıfırdan başlamak o kadar da kolay olmaz.

Bir yandan her şeyi yeniden keşfetmesini yeniden ilk seksini yapmasını, yeniden ilk defa aşık olmasını; bir yandan da geçmişte yaptıklarıyla yüzleşip onları düzeltme çabasını anlatıyor dizi.



Birlikte yaşadığı sevgilisine rağmen, birlikte olduğu başka bir adamı öğrendiğinde martinisine yumulup, "Uuu anladımm. Ben kötüyümmm" diyişi ile tavladı beni ilk bölümde ve kaptırdım kendimi diziye.




İtalyan Jeniffer Esposito'nun canlandırdığı Andrea karakterine de hasta oldum. Belki de çok kaşar ve eğlenceli bir avukat olmasının da payı vardır! =))


"Little tip: Don't ever underestimate how drunk i am!" de bayıldığım repliklerden sadece biri.

Yalnızca iki sezonunu bulabildim ben. Yayından kaldırılma gibi bir şeyler de duydum, umarım ki doğru değildir.

Görüntü kalitesi çok da önemli değil derseniz. Diziport'ta var iki sezon da... Ancak siteye erişim mahkeme kararı ile engellenmiş, doğrudan yazdığınızda uyarı çıkıyor. Google'dan aratıp tıklarsanız açılıyor site....

Siz Samantha Who'yu izleyedurun, ben haftasonluk bir Kızkalesi'ne gidip geliyorum =))

2 yorum:

Adsız dedi ki...

Anlattigina gore benim de sevecegim bi diziye benziyor, bakmam lazim.

Dedigin gibi sinir oluyorum ben de aksama kadar her hafta bir kac diziye takip illa izleyenlere.

Seninle o kadar cok ortak yonumuz var ki gorunuse gore, korkuyorum artik blogunu okumaya ^.^

TopukSesleri dedi ki...

Christina Applegate'i ilk kez, çoğu izleyici gibi Married with Children'da gördüm...
Canlandırdığı karakterle öylesine bütünleşmişti ki kafamda, bir televizyon programında "orijinal" halini görünce yadırgadım...

Gerçekten de rolü ile bütünleşen, harika bir oyuncu.. Sırf MWC'deki karakteri için diziyi izleyen ve yıllar yılı takip eden onlarca insan tanıyorum...

Samantha Who'da da bunu yineliyor bence..
Yine tam anlamıyla adapte olmuş rolüne.. Yine eğlenceli, komik ve güzel.. Tıpkı eski günlerindeki gibi..

Pinterest'im

Instagram'ım