28 Ağustos 2009

Selanik'ten minik minik detaylar

Selanik'e şehir olarak bayıldım. İzmir'in kordonu, Nişantaşı'nın cafe'leri, Suadiye'nin caddeleri alınmış karıştırılmış bir de buna yemyeşil parklar eklenmiş işte size Selanik!

Park kültürü bizde olmayan bir şey. Bizde park denildiğinde akla kaydırak salıncak konulmuş, bir sürü çocuğun avazı çıktığı kadar bağırıp koşturduğu minik alanlar gelir. Elbette var 3-5 tane büyük harika parkımız; ama onlardan da sadece o çevrede oturan azınlık faydalanabiliyor. Diğer parklar da tinerci ve serseri yuvası olduğu için onlardan uzak durmak gerekiyor. Selanik'te şehrin göbeğinde oturup kitap okuyabileceğiniz, arkadaşınızı bekleyebileceğiniz minik minik parklar var.

Evlerin tamamı balkonlu ve balkonların çoğu da çiçekli. Benim gibi balkon fetişi olan insanlar için çok önemli bir detay bu!

Her yerde tarihi bir detay var. Özellikle aramadan, sadece şehrin sokaklarında dolaşarak bile bir sürü kilise, masatır ve kazı keşfedebilirsiniz. Zaten kaybolma ihtimali yok. Egnatio Sokak'ı sorarsınız, oraya çıktınız mı tamam! Şehrin sokaklarında gezerken bir sürü kazı alanıyla karşılaşıyorsunuz. Otoparkın tam karşısından bir kare:

Sabahın 6sında cafe'ler açılıyor. İnsanlar sokaklarda yaşıyor. Özellikle de Starbucks'çı dedelere bayıldım. Gazetelerini alıp, Starbucks'a kahvaltıya geliyorlar. Ayrıca minik ama önemli bir fark, Starbucks'larda "take away" olduğunu özellikle belirtmediğiniz sürece seramik mug.larda servis yapıyorlar.

Şehir genel olarak yavaş yaşıyor. Kimse bir yere koşturmuyor, herkesin durup bir kahve içmeye, parkta beş dakika soluklanmaya vakti var.


Denizi çok pis. Çöpler, ölü fareler filan yüzüyor. Ama sokakları da bunun aksine gıcır gıcır. Bir tanecik çöp, bir tanecik taşlı kalkmış kaldırım yok.

Hayatımda bu kadar güzel ve bakımlı ayaklı kadını bir arada gördüğüm başka hiçbir yer bilmiyorum. Kızların hepsi parmak arası terlik giyiyor. Ya french yaptırmışlar, ya da fosforlu renklerde ojeler sürmüşler. Hepsinin ayakları mis gibi yeni pedikürden çıkmış kıvamında. Jelibon gibi tırnaklar! Ayak fetişi olan erkeklerin dikkatine!

Ayrıca erkekleri de yakışıklı. Göz göze gelince tatlı tatlı da gülümsüyorlar. Hadi gel de sevme bu şehri!

Share/Save/Bookmark

6 yorum:

Adsız dedi ki...

Okudukca gidesim geliyor. Cok seyahat edesim var tek basima bu aralar. Cok iyi yapmissin giderek!

Edirne'de okurken yanibasimdaydi ve ben gitmedim, simdi uzuldum gitmedigime.

Daha cok post ve fotograf lutfeeen!! ^.^

sehrin kafasi dedi ki...

bende senden gidilicek yerler listesi istiyorum özel olarak çok sevdigim bir ark evleniyor ve balayına yunanistana gidiyor...
onlara bir kıyak geçelim ne dersin bebek :)

Pell-in dedi ki...

ayak bakımına ve karşımdaki kişinin ayaklarına çok dikkat ederim.Eğer ayakları çirkinse kasarım kendimi ayaklarına bakmamak için

Güzel ayaklı kızları çok merak ettim o yüzden =)

zillosh dedi ki...

@ mizz oz: kulağa garip gelecek ama tek başıma bir yerlere gittikçe kendimi buluyorum. bir nevi kendi iç sesimi dinleme kendimle başbaşa kalma fırsatı oluyor benim için. onlarca post ve onlarca foto geLicek, ama bundan sonrası tek başıma değil, +35 kişiyle birlikte olduğum kısım =))

@ milkseyk: yunanistan diğer avrupa şehirleri gibi değil. bütün restoranlar az çok aynı, bütün sahiller inanılmaz büyüleyici. o yüzden gidilecek yerler listesi yapmak da mümkün değil. ama şöyle söyleyebilirim şehirleri tamamen boşversinler adalara gitsinler. sehirlerden bir tek nauplio çok romantik. onun dışında şehirlerle zaman kaybetmesinler. adaların hepsi sahane ve tabii santorini direk balayı adası onu atlamasınlar! =)

@ pell-in: aynen ayneen! yarısı gitmiş ojelerle gezen birine sempati beslemem mümkün değil mesela veya parmakları çok biçimsiz olmasına rağmen burnu açık ayakkabı giymekte ısrarcı olanlara... selanik kızları simdiye kadar gezdiğim onlarca şehirden bu konuda en dikkatli ve özenli olanları!

zillosh dedi ki...
Bu yorum yazar tarafından silindi.
zillosh dedi ki...
Bu yorum yazar tarafından silindi.

Pinterest'im

Instagram'ım