07 Kasım 2009

sihirli cümle: i'm from Turkey!

Pazar günleri interrail günlükleri günü!!
Bu yazı da yine Haziran 2009'da Tempo24'te yayınlanmıştır.





İki İngiliz, Türkiye'de karşılaştıklarında ne kadar zamandır bu ülkede oldukları ve ne iş yaptıkları hakkında ayaküstü laflarlar; ama sırf aynı ırktan oldukları için birinin diğerine kahve ısmarlamak konusunda ısrarcı olacağını ve içilen bu kahve sırasında birbirlerine kırk yıllık arkadaşmış gibi özel hayatlarını anlatacaklarını hiç sanmam.
Sadece İngilizler değil, Fransızlar, Hollandalılar, Almanlar, Amerikalılar ve diğerleri için de geçerli bu. Bunu yapan sadece Türklerdir herhalde.

Amsterdam'da tanıştığımız, orada yaşayan, bizden büyükçe iki tane dünya tatlısı kadın ile tanışmamızdan on beş dakika sonra pek güzel bir otelin cafesinde kahvelerimizi yudumlayarak erkeklerden ve falcılardan bahsediyorduk.
Dördümüz de farklı yaşlardaydık, farklı hayatlar yaşıyorduk, kahve tercihlerimiz bile bambaşkaydı; ama ana dilimiz Türkçeydi ve hepimiz kahve falı baktırmaya bayılıyorduk.

Sıcacık bir sohbet ortamı oluşuvermişti. Onlar bize kocalarıyla nasıl tanıştıklarını anlatıp, Hollandalı erkeklerle Türk erkeklerini kıyaslıyorlardı; biz de Türkiye'de ilişkilerin ve hayat standartlarından bahsediyorduk.
Sadece Türkiyeliler'in yaşayabileceği bir duygu bu. Ayrılırken mail adresleri alınıp verildi, Elazığ'daki bir falcıya birlikte gitme planları yapıldı ve şehrin dışındaki deniz kıyısındaki evlerine davet edildik.

Benzer bir sahiplenmeyi kaldığımız Nadia Otel’de de yaşıyoruz. İşletmecileri Mısırlı ve bizim Türkiye'den olduğumuzu öğrendiklerinden beri bizi 'Müslüman kardeş' ilan ettiler. Odada Hollanda peyniri gouda veya old amsterdam eşliğinde içtiğimiz şarapların farkında olmalarına rağmen, ne vaaz vermeye kalktılar, ne de sahiplenmekten vazgeçtiler.

Sabahları "Beautiful ladies, good morning!" gibi iltifatlarla karşılanıyoruz. 'Sıcak su nerede bulabiliriz?' diye sorduğumuzda Blok Alıntıodamıza kettle, çay ve kahve yerleştirildi, gecelik fiyatı fazla bulduk diye bizim istediğimiz fiyata hemen inildi, pizza yapmak için mutfaktaki fırını işgal etmemize ses çıkarmadılar ve hatta kahvaltı saatini kaçırdıktan sonra uyandığımızda bize kahvaltı servisi yaptılar.

Odada birlikte kaldığımız erkek arkadaşlarımızı bizim nişanlımız sanıyorlarmış. Gülerek sadece arkadaşımız olduklarını söylediğimizde çok şaşırdılar, şarap içiyor olmamızdan daha yadırgatıcı buldular erkeklerle aynı odada uyuyor oluşumuzu; ama yine de tavırlarında en ufak bir değişiklik olmadı. Ayrılırken de bizi ısrarla Sharm El Sheik'e davet ettiler.

Hollanda'da "Türk" ve "Müslüman" kimlikleri taşıyor olmanın bu kadar güzel olabileceği ve hayatı kolaylaştıracağı aklımın ucundan geçmezdi.


Ayrıca bugün Kanyon'da B2 katında Kerem Görsev var.
Pazar için güzel bir etkinlik olabilir: Alışveriş + caz




Share/Bookmark

Hiç yorum yok:

Pinterest'im

Instagram'ım