11 Mayıs 2010

İlişki tarihimdeki ilk deprem

Kadın- erkek ilişkileri söz konusu olduğunda hedonistimdir ben.
Öyle acı çekmeleri, sırf bir şeyler devam etsin diye çırpınmaları filan anlamam.

Bir şeyler yolunda gitmiyor mu, "Öyle vefasız yara düştüm ki merhamet bilmiyor sevmek bilmiyor." yerine; "Ne yaparsan o ben olmaz, parçaları sana uymaz. Kendimi bunun için mi yorcam ben, kalbimi bunun için mi kırcam ben." ve hatta "it's raining man.Hallelujah" dinler, söyler, kendimi gaza getirip kestirip atarım. Hatta kestirip atmaya bile üşenir, ortadan yok oluveririm. Adam aramızdaki her şeyin bittiğini fark ettiğinde ben bir sonraki "Sevgilimi koluma takmış Bebek'te üç beş tur atıyor." veya "Beyoğlu'nda geziyor gözlerimi süzüyor." olurum.

Daha doğrusu "-dum".
Bu sefer bir başka oldu.

Kafa karıştıran bir sürü dış etmen ve birbirimiz için "gerçekten" ne olduğumuzun aslında farkında olmayışımız derken Mr. Prozac ile bir deprem yaşadık. Depremi yok saymadık, geriye kalanları toplayıp kendimize yeni yuvalar da aramadık, oturduk konuşarak tamir ettik hasarları.

Mr. Prozac çatılmış kaşlarıyla ayrılmak üzere gelmişti. Şaşırdı. Ben de bu kadar kolay, suçlamasız ve çabuk onarılabileceğimizi sanmıyordum doğrusu. Şaşırdım. Üstelik takip eden bir artçıya rağmen -ahh bunu yazmamam gerekiyordu aslında- , gecenin devamında ayda ne kadar paramız olsa birlikte mis gibi yaşarız hesabı yapıyor, kikirdeşiyorduk.

Onunla ayrıldıktan sonra dilime -yukarıda sıraladıklarımdan çok başka- bir şarkı takıldı. Çok hoşuma gitti. Pek sevdiğim bu şarkı ilk defa bir ilişkime bu kadar uydu.

Dökülür yedi verenler teninden
Rengarenk açarsın mevsimli mevsimsiz
Bir tanem değişir kokun
Isınır kanın beni yakarsın
Vazgeçilir gibi değil bu medcezirler
Tutuşur geceler yanar geceler söner
Bedenim altüst sarhoş başım döner
Karışır tenime karışır terinin tuzu
Bir tanem
Vazgeçilir gibi değil bu medcezirler
Fırtınam felaketim hasretim
Yetmiyor sevişmeler yetmiyor
Şiddetin ne hoş ne güzel şefkatin
Sevdikçe sevesim geliyor
(Ölene kadar peşindeyim bırakmam)

Son cümle parantez içinde, çünkü hala ürküyorum ben ortak bir gelecek düşünmekten. Birlikte şaka karışık hayaller kurarken çok eğlensem de; ürküyorum işte. O kadarı da olsun artık şimdilik. :) "Fırtınam felaketim hasretim yetmiyor sevişmeler yetmiyor şiddetin ne hoş ne güzel şefkatin sevdikçe sevesim geliyoru bile içten söylebiliyor olmak yeterince şahane!

Hiç yorum yok:

Pinterest'im

Instagram'ım