30 Haziran 2010

catch the rainbow

"DiyeLim ki Çeşme'ye gitmeye niyetlendik, İzmir'den nasıl gidebileceğimizi bir önceki yazından öğrendik, de nerede kalabiliriz orada?" derseniz ben bizim kaldığımız Rainbow Otel'i gerçekten gözüm kapalı tavsiye ederim.

Tam bu noktada yazıya bir teşekkür molası vermem gerekiyor: AEGEE'nin yaz okulu curcunası ile uğraşıyor olmasına rağmen, beni tam aradığım gibi bir otele yönlendirdiği için Haluk'a çoooook teşekkür ediyorum.

Herkesin öncelikleri farklıdır seyahat söz konusu olduğunda. Ben mesela otele ve uçağa en az parayı vermek isterim; ama gittiğim yerde yeme, içme, alışveriş fasılları söz konusu olduğunda hesap kitap yapanlara tahammül edemem.

Interrail maceramızda bile, seyahatlerimiz sırasında "i love it" diye bağırarak McDonalds'ın 1 euroluk hamburgerlerine kendimizi vuruyor olmamıza rağmen, gittiğimiz şehirlerde mutlaka o şehrin güzel bir restoranına dalıp yerel lezzetlerini keyifle tadıyorduk.

Ucuz otelde kalmak benim için tasarrufun ötesinde bir felsefe.
Düşünün şimdi öyle bir otelde kalıyorsunuz ki, inanılmaz rahat, aklınıza hayalinize gelecek her şey o otelin sınırları içinde var. Ne oluyor? Sabah bir türlü o yataktan çıkasınız gelmiyor, duşunuzu almanız 2 saat sürüyor, balkona çıkıp biraz etrafı izliyorsunuz derken günün 2/3'ü bitti bile. Sonuçta gittiğiniz yerde 5 gün de kalsanız keşfettiğiniz şeyler çok az oluyor, çünkü otel oldasına aşık oluyorsunuz.

Tam olarak bu yüzden ben leş olmayan, ama kıyasladığımız zaman sokakları daha cazip kılacak otelleri tercih ederim. (Sevgiliyle çıkılan tatilleri istisna olarak bir kenara ayıralım. :) )

Bu konuda benimle taban tabana zıt olan annem kardeşime tembihlemiş: "Onların 10 kişi bir otel odasına bir ay yaşadıkları oldu. Hazırla oğlum sen kendini karşılaşacaklarına." diye.

Kaldığımız otel tam olması gerektiği gibiydi. Tertemizdi, çalışanları çok ilgili ve tatlı insanlardı, koridorları aydınlıktı (bkz: yukarıdaki fotoğraf), mütevazı ama zevkliydi. Güzel de manzarası vardı.

Bir arkadaşımın "Çeşme'nin Taksim'i" olarak tanımladığı Ilıca'da takılmayı düşünüyorsanız, o taraftaki otelleri tercih etmeniz daha yerinde olabilir. Ama istikametiniz Ayayorgi ise taksi ile beş dakikada gidebiliyorsunuz oraya, Çeşme merkeze de yürüyerek gidip geldik biz.

İki kişilik oda fiyatı 130 TL, telefon numarası da: 0232 712 82 95
Giderseniz Hasan Bey'e de selamlarımı söyleyin. :)

tık!

Dip Not: İstanbul'da yağmurlu bir havada üstelik de hastaca yatarken bunları yazması biraz acı oluyormuş.

3 yorum:

renklendirhayati dedi ki...

Bu Blog işini çok sevdim ben yaa sizler sayesinde neler neler öğreniyoruz :))

Adsız dedi ki...

Havuzun rengi ve üstündeki şey çok hoşuma gitti =]

zillosh dedi ki...

@ hertelden: kesinlikle ben de her gün bir sürü şey keşfediyor ve ilham alıyorum bloglardan. i ♥ blogs & bloggers :))

@ cubioux: hiç girmedim havuza deniz burnumun dibindeyken ama evet görmesi keyifli oluyordu. üzerimdeki de mango outlet ganimetlerimden. :)

Pinterest'im

Instagram'ım