11 Temmuz 2010

Da da day, just happy to be me again

"Hayatımızı oraya buraya takılarak ve bekleyerek geçiriyorduk. Bizi bir yerlere götürecek treni bekleyerek, sıcak bir ağustos gecesi bir otel odasında koca göğüslü bir kadını bekleyerek, farelerin şarkı söylemesini bekleyerek, yılanların kanatlanıp uçmasını bekleyerek. Oraya buraya takılarak.

(...)

Genellikle yaşamımızın en güzel bölümleri hemen hiçbir şey yapmadığımız anlardır. Vaktinizi tümüyle ense yaparak geçirirsiniz. Her şeyin anlamsız olduğunu fark ettiğiniz zaman, bunun ayrımına varmış olmanız yaşamınızı anlamsız olmaktan kurtarır aslında. Ne demek istediğimi anlıyor musunuz? Benimkisi iyimser kötülük."

- Charles Bukowski -


Eve daha yeni geldim, önümde coco bulls paketi, yanında kahve, aklımda çok acayip şeyler, yüzümde kocaman bir gülümseme var.

Bu sırada fark ettim ki, yaklaşık bir senedir gün sektirmeden bir şeyler yazıyordum bu bloga. Son zamanlarda ise blog yazılarımın araları açılır oldu. Hayatım aynı tempoda devam ediyor, hatta şu geride bıraktığımız hafta son zamanların en renkli haftalarından biri oldu. Ama onlar burada anlatılacak şeyler değil. Bir kısmı gerçekten özel, bir kısmını da anlatmam bir şey ifade etmeyecek. Mesela "Çek ve yastık" kelimelerine bir gün boyunca güldüm desem, herkes "Ne alaka? Nesi komik?" diyecek, sadece bir adamın yüzünde bir tebessüm oluşacak. Veya şu an kolumdaki dün geceden kalmış imzaya baktıkça sadece benim gözümün önüne sabaha karşı bir stüdyonun üst katında deliler gibi dans eden ve kahkahalar atan iki tip gelecek.

Ben de haftaiçleri ofiste ve adliyede ne kadar aklı başındaysam, geceleri ve haftasonları da o kadar zibidiyim bu aralar. Ve buna bayılıyorum!


Bana Imogen Heap konseri bileti bulan ve benden 100 gün / gece donut kazanmış bir adam var. Halimize gülerek eski mail çetelelerini açıp duruyorduk geçen gün. Gerçekten çalışmadığım için o zamanlar bana çok anlam ifade etmemiş, onun yazdığı bir şey aradan 3 yıl geçtikten sonra çok anlamlı geldi: "Keyfi hayat...Çok subjektif ama kisa örnekler olarak düşünürsen, kafan estiginde basip Amsterdam'a eglenmeye gitmek, işten cikip Hot Stone Therapy yaptirip buhar odasindan çikip koşa koşa Ben & Jerry's Chocalate Fudge Brownie yemek, guneşin altinda vodka cardinal sprite limon suyu icmek, ufak ufak golf oynamak gibi en sacmasindan en eglencelisine kadar uzanabilir. Ama dedigim gibi keyfi hayat herkese göre değişir tabi... Ama şu gerçek, farkettiysen keyfi hayatin icinde iş ile ilgili hiç bir şeye yer yok :D"



Imogen Heap'tan bahsetmemek de olmaz tabii ki. Dün akşam caz festivali kapsamında İstanbul Modern'deydi. İstanbul Modern'de konser nerede nasıl olacak ki? diyordum, şahane de olmuş. Imogen gerçi pek kısa kaldı sahnede, ama oldukça iyiydi. "Imogen de kim ya?" diyenler için minik bir playlist geliyor:

Pinterest'im

Instagram'ım