15 Ağustos 2010

Kebap Cumhuriyeti'nden notlar

"Madem artık haftaiçleri bütün zamanımı çalışmak alıyor, o zaman haftasonlarımın da hakkını vermem lazım" kararını yazın başında almıştım. Çeşme, Dalyan Club'ta haftasonları, Ağva, Büyükada derken bu kararımı hayatıma dair aldığım pek çok karara kıyasla harika şekilde uyguladım. Bu haftasonu da yine Adana'daydım.


Sonunda istediğim kadar çok bronzlaştım. Bol bol kebap yedim. Halledilmesi gereken işlerimi hallettim. Bol bol havuz sefası yaptım. Eğlenceli uykusuz geceler yüzünden birikmiş uykularımın bir kısmını uyudum.

Adana'nın pek çok şeyi hakkında bıdı bıdı olumsuz konuşup dursam da, söz konusu şey yemekler oldu mu... Of of of! Yummy yummy yummy! Bu sıcakta kebap yersen kalp krizi geçirirsin uyarılarının inadına iki günde iki kere kebap yedim. İki favori kebapçımı ziyaret etmiş oldum, bir de Kumkapı Balıkçısı'nda sakızlı türk kahvemi içip sıcak dondurmamı da yedim üstlerine.



"Kebap dediğin Adana'da Adanalı ile yenir." diyenlerdenim ben. İstanbul'daki kebaplar ustası da eti de Adana'dan gelse bir türlü olmuyor. Hele de buradaki Yüzevler'e gidip de leziz Adana kebabı yediğini sananların hastasıyım. O kadar kötü ki o kebap!

Bir de Adana'ya gidip kebap yiyecekseniz de yanınızda mutlaka o kebapçının bir müdavimi olması gerekir. Başka türlü en güzelini yiyemezsiniz. Mesela yıllar önce bizim bir tanıdığımız bizim sürekli gittiğimiz kebapçıya gitmiş, oturmuş, sipariş vermiş, kebabı geldikten sonra şefe, daimi müşterisi olan babamın selamını söylemiş, şef "Abi sen şunu başından söylesene!" diyerek bütün masayı toplatıp her şeyi yeniden yaptırmış.



Benim son zamanlardaki en favori kebapçılarımdan biri Kazancılar. Turgut Özal'daki tepedeki lokasyonu ile güzel manzaralı ve püfür püfür esintili. Kebabının dışında çiğ köftesi ile humusu da çok lezzetli. Adana usulü şalgam & rakı içerek bir akşamımı orada geçirdim.

İstanbul'da da bir şubeleri varmış, "Siz bizi arayın gitmeden, size bu kebabın aynısını yediririz orada" dediler. Deneyeceğim en kısa zamanda.


Diğer favori kebapçım çok daha salaş bir yer, kapalı spor salonunun karşısında, otoparkın yanında bir ocakbaşı havasında. Alkol filan yok tabii orada. Kling Usta. (Meraklısı için telefonu: 0322 454 31 19) Kebabı kadar güveci de pek leziz.


"Kebap yedikçe mi bronzlaştın naptın?" derseniz, daha önce şurada bahsettiğim Altınorfoz'a gittim yine. Bu sefer otelde konaklamadım, günübirlik giriş yaptım. Gerçekten çok güzel bir denizi var. Bu sezon girdiğim en güzel denizdi diyebilirim rahatlıkla. Tertemiz, az tuzlu ve buz gibi bir su. Güneşin altında cozurdayıp o buz gibi suda yüzmek nasıl güzel geldi anlatamam.



Bir önceki hafta Büyükada'daki keşiflerimizi anlatmaya da henüz fırsatım olmadı. Çok yakında geliyor. Adana - İstanbul yolculuğuma da kahkahalar atarak başlamı sağlayan, bizimkilerin bar repliklerinden kesitler:

Sarışın hatun: Endüstri Mühendisiyim
Spontanist Kral: Eee ne iş yaparsın?
Sarışın hatun: İşsizim :)


Uzun boylu hatun: Sinema okuyorum.
Spontanist Kral: G. seni artist yapsın ister misin?
Uzun boylu hatun: Sen çok hızlı gidiyorsun? Siz gay değil misiniz? :)
Spontanist Kral: Değiliz.
Uzun boylu hatun: Aaaaa, ben seni öptüm demin. Sen ne iş yapıyorsun?
Spontanist Kral: Ben komi şefiyim, G. de patronum.

Bir de bizim kızkıza sarhoş danslarımızı gördükten sonra içip cesaretini toplayan
esmer hatun: lezbiyen misin?
ben: hayır ben bengi.
esmer hatun: ????!

2 yorum:

Betül Kara dedi ki...

Şu adanadaki şubeyi şiddetle merak ediyorum Sezo...
bana da bir mesaj geçin lütfen lokasyonu...

Handan dedi ki...

adanada tanıdık isim vermeyince iyi kebap yiyememek adanadaki işletmeler için kötü bir reklam olmuş.

Pinterest'im

Instagram'ım