26 Ekim 2010

Sevgiliiiim, adamııııım.... Ne konuştunuz?!!

Bir arkadaşım bir adamla flört ediyordu, ancak adamın amacının veya bir sonraki hamlesinin ne olduğu konusunda hiçbirimizin bir fikri yoktu. Tam kadınlara yakışır biçimde yorumlama veya kehanet toplanmaları yapıyor, erkek arkadaşlarımızdan fikir almayı ihmal etmiyor, yine de bu adamı kesinlikle anlayamıyorduk. Tam o dönemde arkadaşım "Mağara Adamı" diye bir oyun var, gidelim mi?" diye sordu. Kadın ve erkek ilişkilerini konu almıştı, adı komikti ve BKM'deydi. Gitmek için üç sebep birden. Yaklaşık bir ay önce galası için biletlerimizi aldık ve geçen hafta cumartesi de kahkahalar ata ata izledik.


Dürüst olmak gerekirse oyunu izlemeye giderken çok bir beklentim yoktu. ‘Caveman’in (Mağara Adamı), Broadway’de en uzun gösteri yapan tek kişilik oyun olduğunu ve 35 ülkede 17 dilde 10 milyondan fazla insan tarafından izlendiğini okumuştum okumasına da, ben tercüme oyunlara yeteri kadar bize özgü bir şeyler eklenmemişse çok keyif alamadığım için aklımda bir "Acaba?" vardı.

 Şevket Çoruh'u sevdiği için bu oyuna gidenlerden veya sırf Şevket Çoruh'tan çok hoşlanmadığı için bu oyunu reddedenlerden ayrıyım ben. Televizyon izlemiyorum. Hiç. Televizyon izlemek aptalcadır demiyorum; ama bana son derece gereksiz geliyor. Her zaman televizyon izlemekten daha iyi yapılacak bir şeyler buluyorum. Yeni taşındığım eve de televizyon almamak konusunda inatçıyım. O yüzden olumlu ya da olumsuz bir önyargım olmadan izledim oyunu. Şevket Çoruh'un dizilerde oynadığından bile habersizdim. Bence kendisi role cuk oturmuş. Vücut şeklinden, oyunculuk yeteneğine kadar...


Oyun başlıyor, Şevket Çoruh karısı tarafından eşyalarıyla birlikte üzerinde sadece bir boxer ile kapının önüne atılmış bir adam olarak karşımıza çıkıyor. Ve başlıyor kadın- erkek ilişkilerini sorgulamaya. Kadın ve erkeklerin farklı oldukları noktaları size kahkahalar attırarak anlattıktan sonra, bütün bu farkları taş devrinde kadınların "toplayıcı", erkeklerin "avcı" olmasına bağlıyor. Oyunu izleyenler ne dediğimi anlayacaktır; özellikle "biten cips" ve "mızrak olur mızzz" sahneleri benim favorimdi. :)))

Konu çok klişe diye bıdı bıdı edenlere sevgiler, konu bu kadar klişeyse neden hala kadın ve erkekler birbirlerini tam olarak anlayamıyor ve bu konu içki özellikle de rakı sofralarının hala demirbaşı?

Yepyeni bir ufuk açmıyor, aklınızdaki bütün soru işaretlerini silmiyor; ama zaten biliyor olduklarınızı size bir kere daha farklı bir yorumla ve güldürerek anlatıyor. Özellikle iki şeye de bayıldım: Bunlardan biri günlerden, kahve kültürüne kadar bir sürü bize özgü detayın oyuna yedirilmiş olması. Diğeri de bir cinsiyeti üstün tutup diğerini batırma yoluna hiç gitmeden, birini kayırmadan sadece kadın ve erkekler farklıdır mesajı vermesi.

Buradan iki kişiye de öpücüklerimi yolluyorum: Biri beni oyuna götüren "canım" Yogi, diğeri de oyundan çıkışta ben açlıktan ölmek üzereyken beni hem yemek hem öpücükle besleyen bi tanecik Aşk! :)

Bence kaçırılmaması gereken oyunlardan, gidin kendinizle dalganızı geçinin, neşelenin.

2 yorum:

modafobik dedi ki...

Şuan cidden çok merak ettim yaaa! :)

Roxelanne dedi ki...

biten cips; hep birlikte birlikte:)) çok iyiydi:))

Pinterest'im

Instagram'ım