20 Kasım 2011

Hey tanrım bana üç tane, üç de yetmez beş tane, beş de yetmez yedi tane. Ver ver ver ver ver allahım ver!

 Benim üniversiteye başladığım yıllarda üç koca hayalim vardı. Kocadan ziyade, düğünlereydi merakım. Üniversite okurken şöyle doğulu, geleneklerine göreneklerine sıkı sıkıya bağlı bir adamla evlenecektim. Davullu zurnalı, çeyizli, kına geceli, atlı eşekli, altın bileklikli bir düğün olacaktı. En gelenekselinden... Sonra üniversite bittikten sonra yurtdışına yüksek lisansa giderken, bu adam izin veremeyecekti, ben de ne münasebet diyecektim, boşanacaktık. Ben yüksek lisansımı yaparken de Hristiyan bir adamla aşk yaşamaya başlayıp, bir kilise düğünü yapıverecektim. Sonra tabii Türkiye'ye dönmek isteyecektim, o işlerini ayarlayamayacaktı filan, yine boşanacaktım. En son da böyle uçlarda gezinmeyen, kafa dengi bir adamla, gelinlik bile giymeden, şöyle şık bir tayyörle sadece nikah yapacaktım.

Şimdi bakınca çok komik geliyor tabii.

Evlenmek erkek açısından hayat kolaylaştırıcı bir şey aslında, çünkü eskisi gibi evin bütün geçimini erkekler sağlamıyor, kadınlar da çalışıyor, kadınlar da para kazanıyor. Gelgelelim diğer yandan kadınların çalışmalarına rağmen, evi derli toplu tutmak ve yemek pişirmek gibi sorumlulukları devam ediyor. Bu yüzden de erkeklerin evlilikten kaçıp, kadınların evliliğe daha meraklı olmasını kesinlikle anlayamıyorum.  Tastamam 25 yaşıma geldim, "evlenmek" benim gözümde hala altından kalkılamayacak kadar büyük bir sorumluluk.

Kesin olan bir şey varsa, o da genç evlenmenin yeniden trend olduğu.
Anne babalarımızdan sonraki kuşakta, "evlenmeden birlikte yaşama" akımı başlamıştı. Kadınlar "çocuk da yaparım kariyer de" diyordu, kariyerleri belli bir noktaya gelmeden evlenmek ve çocuk yapmak planları içine girmiyorlardı. Sanırım sonra o kadınların kariyerleri belli bir çizgiye ulaştığında, yaşıtları olan adamlar da artık onlardan 10 yaş genç kadınlarla ilgi gösterdikleri için, bu akım rafa kalktı.

Farkındasınızdır, gayet güzel para kazanan, gayet rahat hayatlar yaşayan adamlar bile artık "bekar çapkın" anılmak için yırtınmıyor, erkenden nikah masasına oturuveriyor.

Bu aralar davetiyeler ve facebook'taki ilişki durumu güncellemeleri ardıardına geliyor. Yakın arkadaşlarımın neredeyse hepsi hala bekarlıklarını korurken, ilk defa yakın bir arkadaşım bunu bozuyor ve bugün akşam evleniyor.(Oturmuş bu satırları yazarken bile benim giyecek bir kıyafet bulamamış olmam ayrı bir konu.)



Kızımızı kocasına bekarlığa veda partisizyollayacak değildik ya; organizasyon için kolları sıvadık. Bir sürü aksilik, karasızlık, fikir değişikliğinden sonra cuma akşamı Nahide Rüya Adası'nın yolunu tuttuk. Bekarlığa veda partisi yapmayı düşünüyorsanız, burayı şiddetle tavsiye ederim.




Kapıda şişelerden votka hüpleten oyuncak tavşanlardan sonra, şatafatlı gerçek drag queen'ler sizi karşılıyor. Elinize bir mum tutuştuyorlar. Sağda Zeki Müren'in solda Amy Winehouse'un resmi, hangisini anmak isterseniz, onun önüne mumunuzu yakıp koyuyorsunuz. Sonra masanızın yolunu tutuyorsunuz.







Masanızın meleği kadehlerinizi doldurup, masanızı mezelerle donatmaya başlarken, serum gibi tutturulmuş bir rakı şişesi ile dolaşan rahibe kılığında, inanılmaz güzel bir drag queen de keyfiniz yerinde mi onu soruyor.

Hatta bizim rahibemiz "Kız ayol evlenilir mi, evlenmek günah!" diye vaaz bile verdi. :)















Küçük küçük tabaklarda bir sürü meze servis ediliyor. Ortam loş olduğu için ne yediğinizden çok emin olamıyorsunuz. Tatları muhteşem, yediğim en başarılı mezelerden diyemem. Ortalama lezzetteler; ama karnınız doyuyor ve masanız gayet zengin görünüyor. Mezelerden sonra, shot servisi yapıyorlar. Sonra da ana yemek kısmına geçiliyor. Et, tavuk, balık üç alternatiften birini seçiyorsunuz.
Sonra da showlar başlıyor. Drag queen'ler ön planda. Çok eğlenceli konseptleri olan danslar yapıyorlar. Hele bir "hala" var ki bizim en favorimiz o oldu. :) Onun dışında çok seksi koreografili oryantal dans gösterilerdenden, striptiz yapan rahibe kadar yok yok. Gelinleri ve arkadaşlarını sahneye alıp, kına bile yakıyorlar. Gelinseniz, bizim gelin gibi mütevazılık yapıp, tek taşınızı evde bırakıp gelmeyin, gelinlerin tek taşlarını kıyaslayıp, küçük alan potansiyel kocayı yere batıracak kadar arsız drag queen'ler benden söylemesi :)

Uzun zamadır yaşlandım ne, bir kadehten fazla içemiyorum ve eskisi kadar dans edemiyorum, diyordum. Melo'muzun bekarlığa vedası ile şeytanın bacağını kırdım. Çok eğlenceli bir gece oldu hepimiz için. Varsa yakınlarda evlenen bir arkadaşınız ve bekarlığa veda partisini kızkıza yemek yemekten daha enteresan bir şekilde kutlamak istiyorsanız burayı aklınızın bir kenarına yazın.


Benim geceden en favori fotoğrafım bir üstteki oldu. Yazılarımda zaman zaman "yogitam" diye bahsediyorum ya, işte yanımdaki o! Kendini tutamadan yaptığı alışverişler yüzünden başı bol bol belaya giren yogitam, çok yakında burada dişi-sel mevzularda konuk yazar olacak, benden müjdelemesi :)

Günün şarkıs da tabii ki: Yalnız Kullar


Keyifli pazarlar!

1 yorum:

De HaLi dedi ki...

Cok tatli bir yazi olmus. 3koca hayaline cok guldum! cok da mantikli geldi valla :)
Sevgiler!

Pinterest'im

Instagram'ım