29 Temmuz 2013

Bu haftasonu seyahate hazırlananlara: küçük valizle seyahat etme rehberi

Uzun zamandır ilk defa bir cumartesi günü evde oturuyorum. Ajandamda ardı ardına gelen yapılacak işler yok. Tek bir işim var; bir dilekçe hazırlamak. Normalde o kadar koştur koştur yaşıyorum ki, bazı şeylerin farkına varmam için, tembellik yapmasam bile evde vakit geçirmeye ihtiyacım varmış. Dişi yanımı bu aralar kaybetmişim, bakım fasıllarım azalmış, eve hiç özenmez olmuşum, alışveriş bile yapmamışım bir süredir ve tabii bağlantılı olarak buraya hiç dişi-sel yazı yazmamışım. Bugün anladım.

O yüzden hazır bayram çok yaklaşmışken, bu hafta sonu muhtemelen herkeste bir valiz hazırlama telaşesi olacağından, hemen arayı kapatayım istedim.


Bu yazı, minicik sırt çantaları ile seyahat eden üstadlarıma değil, kaplumbağları idol alıp iki- üç günlük tatile bütün gardrobunu omuzlayıp çıkan hemcinslerime...



Yapmayın... Hem yazık, o valizde kirliler temizler karışacak, hiç giymedikeriniz bile kirlenecek, her şey yıkanacak ütülenecek, tatilden dinlenip geleceksiniz, daha valizinizi boşaltırken yorulacaksınız. Hem artık uçakların seyahat kilo limitleri oldukça sınırlı, boş yere ekstra kilo ödemeyin, bir kokteyl fazladan içersiniz o paraya. Hem de bu bir nevi "ben pek seyahat etmiyorum"u alnınıza yazmak gibi oluyor.İnsan ne kadar çok seyahat ederse, o kadar az ve öz eşya taşımaya başlıyor çünkü.

Erkekler için zaten olay çok basit. Bir jean, birkaç t-tshirt, bir şort, iki gömlekle iki haftalık tatili kotarabiliyorlar. Asıl meziyet, kadın olup da az ve öz eşyayla seyahat etmek.

Aklınızdan "ya lazım olursa?"yı atamıyorsunuz ve harika görünmek istiyorsunuz biliyorum. O yüzden tepeleye tepeleye doldurmaktan vazgeçemiyorsunuz valizinizi. Ben de öyleydim. Gittikçe geldikçe, omzum koptukça, valiz boşaltmaktan bayıldıkça küçülmeye başladım. Artık iki üç günlük kaçamaklarda spor çantası gibi seyahat çantalarına, iki haftaya kadar kaçışlarda kabin boy bagaja düştüm.

Sırt çantası tatilcisi olmak için "her yere bir jean ceker giderim"cilerden olmak lazım, o da benim tarzım değil :)
Henüz...



Peki nasıl küçültüp hafifleteceksiniz çantanızı?

1) Öncelikle kıyafetleri boşverin, fikir sahibi olun. Gittiğiniz yerde hava nasıl? Gece hayatı var mı? Bütün gününüz plajda mı geçecek? Yoksa bütün gün sokakları ve müzeleri mi arşınlayacaksınız? Şık restoranlar olan bir yere mi gidiyorsunuz, yoksa daha salaş kafada bir yer mi? İkisi de deniz kenarı ama Çeşme valizi ile Kaş valizi bir olmaz mesela. İlk defa gidiyorsanız arkadaşınıza sorun, olmadı google'a sorun, hiç olmadı tweet atın mention bekleyin filan. Blog yazanların oralarda giydiklerinden kopya da çekebilirsiniz.

2) Tabii ki tatile gidiyorsunuz, her gün ne yapacağınız saat saat belli değil; ama gündüz ve gece olarak her günü ikiye bölmek en garantili çözümdür. Gündüz için düz taban ayakkabılar / terlikler ile rahat kıyafetler, akşam yemeği veya gece için daha şık seçimler her zaman olayı kurtarır.

3) Kombinasyon yapın. Her şeyi valizinize atıp orada uydurmaya çalışmak yerine, kombinleyerek valize koymak hem fazla kıyafetten hem de tatildeyken hazırlanma süresinden kazandırır. Hem de üstünüzde nasıl durduklarını bir kere daha kontrol etmiş olursunuz, orada iyi mi durdu popomu büyük mü gösterdi endişesine kapılmazsınız.

4) Kombinasyonları yaparken, birbiri ile uyabilecek renkleri seçmeye çalışın. Bu, özellikle en çok yer tutacak ayakkabılar bakımından avantaj sağlar. Bir düz taban, bir topuklu attınız mı çantaya, biter iş. 
Aynı şey çanta için de geçerli, bir büyük bir küçük çanta ile idare edebilirsiniz bu durumda.



5) Yani üç günlük tatile gidiyorsanız, altı kombinasyon size kesin yeter. Hatta emin olun en az birini giymezsiniz bile.

6) Her türlü süprize açık olanlar, bir tane de havalı bir elbise olsun valizinizde. Hayatınızın aşkı ile karşılaşabilir, bir düğüne davet edilebilir, çok havalı bir partiye gider bulabilirsiniz kendinizi... :))

7) Gelelim kozmetiklere... Tatil ruh halinde harika görüneceksiniz, peelingler maskeler taşımanın anlamı yok. İlla vücudunuzun her noktası için ayrı krem kullanmakta ısrarcıysanız, Watsons ve Gratis'te satılan, minik krem doldurma kaplarından alın, size yetecek kadarını götürün. Bence nemlendirici, makyaj temizleyici ve güneş kremi üçlüsü her yere yeter.

8) Diş fırçası, cımbız, tırnak makası, tarak olmazsa olmaz unutmayın.

9) Valizinizi tıka basa doldurursanız, dönüşte kapatamazsınız. Kirliler, temiz ütülü hallerinden daha çok yer kaplayacaktır. Hatta alışveriş çılgınlığına müsait bir yere gidiyorsanız, valizinize bir çanta daha atın.


10) Havlu taşımaya kalkmayın, peştemal aynı işi görür, daha az yer tutar ve daha tarz durur.

11) Son olarak da unutmayın, muhtemelen dağ başına gitmiyorsunuz. İhtiyacınız olan her şeyi oradan alabilirsiniz. Alışveriş bahanesinden daha tatlı ne olabilir ki? Ben mesela en son Londra seyahatimde deri ceketimin yetmediği bir gün, Urban Outfitters'e dalıp kendime o gün giymelik bir de sweatshirt aldım. En son deniz fasıllarımızdan birinde de babamı yoldaki her bakkalda durdurup, güneş yağı sordum. Şampuan,duş jeli, diş macunu gibi şeyler kalacağınız yerde mevcut değilse bile her yerde kolayca bulunabilir alınabilir. 



Benim seyahate çıkarken asıl olmazsa olmazım fotoğraf makinesi ile not defteridir. Gerisi her türlü halledilir. 

Gezgin kalın!


Çarşamba akşamı koştur koştur İstanbul'u terk etmeyenlerdenseniz, bayrama muhteşem bir açılış yapabilirsiniz. The XX, Parkorman'da olacak. Sırf bu konser için ben tatilimi bir gün geç başlatıyorum! Bu yazının sonuna da şahane bir parçasını koyduk mu, tamam, valizinizi hazırlarken iyi gider:

Teardrops by The XX on Grooveshark

2 yorum:

HAYAL dedi ki...

oldukça bilgilendirici bir yazı olmuş:)teşekkürler...

zillosh dedi ki...

Sevgili Hayal,

Ahh asıl ben teşekkür ederim bu tatlı yorum için.

Sevgiler

Pinterest'im

Instagram'ım