24 Eylül 2013

Yeni, hızlı, özgür. Gülerek ve düzüşerek. Ayrıca ister sevgili olsun, ister hükümet, salak ya da hatalıysa korkusuzca söylemeli. Yüksek sesle. Rock müzik gibi.

Bazı dönemlerde çok yanlış kitaplar okumaya başlıyorum.

"Nasıl Kadın Olunur?" kitabını da toplu taşımalarda keyifli vakit geçirmek üzere, Cosmopolitan kafasında sevgilinizi etkilemenin bin yolu, erkeğinizin kalbine giden beş yemek gibi başlıkları olan bir kitap sanarak almıştım.

Feminizm kitabı çıktı! Üstelik de burun kıvırılamayacak kadar makul, mantıklı, erkek -düşmanlığına hiç girmeyen ve gerçekten komik anlatımlı bir feminizm kitabı. Resmen, çılgınlar gibi her şeye yetişmek için koşturup durduğum bir noktada durdurdu beni: "Ben kadınım. Biyolojime uygun bir hayat yaşayabilmeliyim. Bir saniye!" dedirtti.

"Yalnızca payımızı istiyoruz. Erkeklerin gerçekten bir şeyi değiştirmesi gerekmiyor. Bence erkekler hoşlarına giden şeyleri yapmaya devam edebilirler. Gerçekten durmaları gerekmiyor. Yaptıkları bir çok şey (iPadler, Arctic Monkeys, Amerika ile Rusya arasındaki nükleer silah anlaşması) gayet havalı. Eğlenceliler, bir çoğu ile arkadaşım, onlarla sevişmek çok iyi, dar park alanına geri geri girerken harika görünüyorlar. Erkeklerin uzaklara gitmesini istemiyorum. Erkeklerin yaptıkları şeyleri durdurmasını istemiyorum. Asıl istediğim radikal pazar gücü. İstediğim, seçenek. İstediğim çeşitlilik. İstediğim, daha fazlası. İstediğim, kadın. Kadınların bu dünyanın daha fazlasına sahip olmasını istiyorum; bu yalnızca adil olmakla kalmayacak aynı zamanda daha iyi olacaktır. Daha heyecanlı. Yeniden düzenlenmiş. Yeniden keşfedilmiş. Şunu söyleyecek cesaretimiz olmalı: Evet. Bu dünyanın görünümünü seviyorum. Ve uzun zamandır burada durmuş, izliyorum. Şimdi birkaç ince ayar yapacağım."

Böyle bitiyor kitap. Erkeklere düşman değil, erkekleri seviyor, kadınların hayatın daha çok içine girmesi için erkeklerin bir şeyleri yapmaktan vazgeçmesini savunmuyor. Sadece kadınların kafa yapılarının düşünme şekillerinin değişmesi gerektiğini söylüyor. Kahkahalar attırarak. Hayatımda feminizme dair okuduğum en güzel şeydi! Çünkü nefret söylemi içermiyordu. Bizim haklarımıza kavuşmamız için, erkekler kahrolsun, azalsın, yok olsun demiyordu.



Peki ya neler diyordu?

1) 13 yaşında kızların, erkeklere kendilerini beğendirmek için paralarını ağdaya harcamasına üzülüyordu. "Bu parayı gerçekten önemli şeylere harcıyor olmalılardı: Saç boyasına, KitKat'lara, kulağı yeşile döndürüp mikrop kapmasına neden olan küpelere, seni evinden yeterince uzağa götürecek tren biletlerine. Kıllı kukunla Dublin'e doğru yola çık. Diyeceğim bu!" diyordu.

2) Herkesin "miras alınmış, işe yaramaz saçmalıklara karşı küçümseyici. Yeni, hızlı, özgür. Gülerek ve düzüşerek. Ayrıca ister sevgili olsun, ister hükümet, salak ya da hatalıysa korkusuzca söyleyen. Yüksek sesle. Rock müzik gibi. "olması gerektiğini söylüyordu.


3) "20. yüzyılda, yeni olan köleliğin çağında, kadınlar en yeni şey olup çıkıyor: Hala selofan kağıdına sarılı, hala kutusunda tarih boyu ölü numarası yapmış kadınlar, ama şimdi biz yeni bir türüz! Yeni çılgınlık! Biz laleyiz, Amerika'yız, hulahopuz, aya yolculuğuz, kokainiz!" diyordu, bu çağda kadın olmanın kıymetini bilerek hareket etmemizi vurgulayarak... "İstediğimiz gelecek neye benzerse benzesin, kimse bunun için ölmek zorunda değil."

4) Feminizmin "erkek düşmanlığı, mutsuzluk, çirkin kıyafetler, daimi öfke ve sekssiz yaşam" olMAdığını söylüyordu.



5) "Aşırı yeme ya da sıkıntıdan yeme, kendini tatmin ve kendine zarar verme için ucuz ve silik bir seçenektir. İçmenin, düzüşmenin ya da uyuşturucu kullanmanın verdiği geçici rahatlamayı, sorumluluk ve haklarınızı kaybedecek bir durumda kalmaksızın yaşarsınız." diyordu. Kadınların kötü alışkanlıkları konusunda ketum davranmayı bırakıp, bunları da cool ve sapkın bir rock'n roll havasına büründürebileceğini söylüyordu.

6) "Bir erkek sana çılgınca aşık olabilir, hayatının geri kalanını seninle geçirmek istiyor olabilir, ama bunu öylesine gizli kapaklı yollarla gösterir ki yalnızca gerçekten yetenekli ve kararlı olan onun hakiki arzularını anlayabilir. Sanki ilişki Da Vinci Şifresi'ymiş de, şifreyi çözdüğünde sonunda evlenebileceğin, yani kazanabileceğin bir meydan okuma". Boşverin, diyordu onları anlamaya çalışmak için yırtınmaktan, biraz da onlar anlatmak için uğraşsınlar.

7) "Bir temel kural olarak eşcinseller orada takılmaya başlıyorsa, oranın kadınlar için kültürel açıdan sağlıklı olduğunu anlayabilirsinizç. Şaşaa, müstehcenlik ve eğlence için ordadırlar." diye ipucu veriyordu.

8) "Bir kadın olmak çok pahalı ve zaman alıcı." diyordu, öyleyse kadın gibi kadın görmek isteyenler, kadınlara zaman ve para konusunda avantaj sağlanmalıydı.

9) "Dünyada gerçekten topuklu ayakkabı giyebilen en fazla on kişi var ve bunların altısı travesti. Geri kalanımızın ise... vazgeçmesi gerek. Teslim olalım. Sonunda doğanın bize söylediğine boyun eğelim. Onlarla yürüyemiyoruz." diyorerek topuklu giyemeyen kadınları rahatlatıyordu.


10) "Eğer güzel görünmesi için prova odasında seksi bir poz vermen gerekiyorsa, o kıyafeti almamalısın.Öte yandan giyer giymez dans etmeye başlıyorsan, fiyatı ne olursa olsun o kıyafeti al." diyordu.

11) "Çocuk doğurmak bir kadına bir çok konuda cesaret kazandırır. Her şeyin bittiğini ve ölmediğini fark ettiğinde eriştiğin zirveyi hayat boyu koruyabilirsin. Coşkuya sarhoş, cesaretle neşelenmiş olan yeni anneler sonunda kayınvaldelerine kendilerini rahat bırakmasını söyler, saçlarını kızıla boyatır, ehliyet kursuna gider, kendi işini kurar, matkap kullanmayı öğrenir, Tai baharatlarını dener ve karanlık korkusundan kurtulurlar." diyerek, korkulardan kurtulmanın en iyi yolun, normal yoldan bir çocuk doğurmak olduğunu itiraf ediyordu.

12) Çocuk sahibi olmanın çok büyük bir mutluluk olduğunu "15.000 poundluk özel mahsul şampanya, göç halindeki Afrika antiloplarının üzerinde uçan sıcak hava balonu, tabanında elmas olan köpekbalığı derisinden ayakkabı, önünde sonunda küçük, ideal olarak azıcık kirli bir çocuğa ulaşamayanlar, mantık dışı bir aşkla sarhoş halde onunla zaman geçirip onu biraz sıkıştırıp mıncıklayamayanlar için teselli ödülleridir." benzetmesiyle ifade ediyordu.

13) "Oh, bir şişe Merlot, istiridye ve biftek alayım, ha bir de 32 yaşına gelince bir bebek lütfen." diyerek, dünyanın kadınların ne zaman çocuk sahibi olacaklarını bilme meraklarıyla dalga geçiyordu.

14) "Kadınlar için cana yakın ve yargılayıcı olmayan uzak bir meydan bulmak, oy hakkı kadar önemlidir. Sonunda kendi ölçütlerimizi ve ardından kentlerimizi ve imparatorluklarımızı oluşturmaya başlamadan önce, yalnızca doğru yasamaya değil, doğru atmosfere de ihtiyacımız var." diyordu.

15) "İstemeden anne olmak, bir köle ya da evcil hayvan gibi yaşamaktır." alıntısıyla kadınların kürtajdan yana seçim yapmasının tek başına bir tercih konusu olduğunu savunuyordu.



16) Saçını boyamak, memelerini şişirmek, yüzünü yeniden döşemek için 50.000 pound harcamayacağını söylüyor, çünkü bu kadınların kelimesiz olarak "Dostlarım dostum değil, erkeklerim güvenilmez ve pısırık; tüm yaşam boyu yaptığım iş beş para etmez. 59 yaşındayım ve ellerim bomboş. Ayrıca yat paramın hepsini popoma harcadım. Nereden bakarsan bak, bu hayatta hep başarısz oldum." dediğini savunuyordu.

17) Büyük görevlerimizin, Cosmopolitan anketleri yoluyla aşk tarzımızı bulmak, bir kapsül gardrop düzmek, topuklulara ve rujlara bürünerek nasıl gündüzden geceye akacağımızı öğrenmek, imzamız olacak bir parfüm bulmak, ne zaman bebek sahibi olacağımızı planlamak ve kaşar damgası yemeden nasıl büyüleyici bir cinselliğe ulaşacağımızı öğrenmek olmadığını hatırlatıyordu. "Gerçekten kim olduğumuzla ilgili yalın biçimde dürüst olmak muharebenin yarısı."

Elbette daha çok şey söylüyordu, ergenliğinden başlayarak bugüne kadarki komik anılarını anlatarak... Yazının başında "Bazı dönemlerde çok yanlış kitaplar okumaya başlıyorum." dememin nedeni şuydu, tam da herkesin doğru olduğunu düşündüğü şeyleri yapmaya başlamış, "Ben ne istiyorum, nasıl mutlu oluyorum?" ları unutmaya başlamıştım, bu kitap tekrar hatırlattı.

Belki de "yanlış" değil, çok "doğru" bir kitaptı tam da bu yüzden.

Durun bir düşünün, hayatınızda şu anda yaptığınız kaç şeyi gerçekten ve sadece siz istediğiniz için yapıyorsunuz?

Hayır demeyi, istediklerimizi almayı öğrenmemiz lazım!

Gecenin bu saatinde çok derinleşmeye gerek yok, kitaptan çok güldüğüm üç cümleyi de paylaşmadan geçemeyeceğim:

- Geldiğim bu noktada yetişkin modern bir kadının yalnızca dört şeye sahip olması gerektiğine inanıyorum: Bir çift sarı ayakkabı, sabahın dördünde gelip kefaletini ödeyecek bir dost, güvenilir bir pasta tarifi ve güzel bir kuku.

- Kimi akşamüstleri kendimi yatak odama kapatıp saatlerce boşalıyorum. Bu yeni hobi inanılmaz. Maliyeti yok, evden çıkmam gerekmiyor ve beni şişmanlatmıyor. Bunu herkes biliyor mu, merak ediyorum. Bilselerdi devrim olurdu.

- Kişisel düsturum: Asla dolu bir şişeden uzaklaşma!

Kadın olarak, doğal ve komik kalın!

Hiç yorum yok:

Pinterest'im

Instagram'ım