22 Ekim 2013

Pompei'den Milano'ya İtalya Turuna Başlangıç ve Roma'da bir konaklama önerisi

Yeni yaşımın ilk günü, adliye, Ticaret Odası derken koşturmaca içinde geçiyor. Saat 16:00'yı gösterince ofiste bayram vesilesiyle düzenlenen 'happy hour'da, artık bir klasiğim olan ve neredeyse herkes tarafından sevilen "Nutella Shot"ım ile ofis arkadaşlarımı da tanıştırıyorum ve saat 17:30'u gösterince ofisten koşarak çıkıyorum. 



İstikametim Sabiha Gökçen Havalimanı ve 10 günlük bayram tatili sebebiyle İstanbul resmen tahliye ediliyor. IBB trafik uygulamasına göre inanılmaz bir trafik var şehrin her noktasında. 

Bu yüzden Havataş'a kadar metro ile gitmeye karar veriyorum. Valizim, sırt çantam, el çantam, fotoğraf makinem ile yürüyen merdivenlerde cebelleşmekteyken, "Karıcım, bırak ben yardım edeyim." diyor birisi. Sesin geldiği tarafa hışımla dönüyorum, o an en son ihtiyacım olan şey, malum, espri yapan bir yabancı. 

Dönmemle kahkaha atmaya başlamam bir oluyor, iki sene önce bir gece, Tektekçi çıkışında kurtlarımızı dökmek için gittiğimiz Kasette'de dans ederken tanışıp, evlenmemizin çok mantıklı olduğuna karar verdiğimiz - Tektekçi sonrası mantığı tabii- Mert karşımda duruyor. Şakalaşmalar, sohbet derken uçağa yetişme gerginiğimi unutuyorum. Sağolsun Havataş'a kadar eşlik ediyor bana ve çantalarıma. 


Birkaç saat sonra, elimde şarabım, yanımda annem Roma uçağına biniyorum.(Lütfen yukarıdaki fotoğrafta arkamdaki saçını tarayan amcaya dikkat :) ) 

Son günlerim o kadar yoğun geçmişti ki, tatile motive olamamıştım. Ancak uçak havalanırken tam anlamıyla farkına varıyorum, yine İtalya'ya gittiğimin. Sokaklarındayken kendimi süreki mutlu, aşık, aç ve yaratıcı hissettiğim ülkeye... Üstelik bu sefer uzun haftasonu kıvamında da değil, dolu dolu on gün geçirmek için.

Pilotun açıklamasına göre "bir şey olduğundan" uçağımız Roma'nın üzerinde yarım saat kadar tur atıyor ve ancak gece 2:00'de iniyoruz şehre. Havalimanından şehre shuttle servisi yalnız sabah 4:00 ile akşam 23:00 arasında varmış, o yüzden zorunlu olarak taksiye biniyoruz. 

Kalacağımız Maison de Julie'un olduğu Via Palermo 67'ye gelip de kapı zilini çalıp çalıp açan olmayınca eyvah diyorum. En son Londra'da da başımıza gelmişti Mr. Feelgood ile, rezervasyon yaptırdığımız otele gece geç gitmiş ve odamızın başkasına satıldığını öğrenmiştik. 

Gece 3:00'te Roma'da ve valizlerimizle sokaktayız! 

Annemle birer sigara yakıp merdivenlere oturuyoruz, telefonla arıyorum rezervasyonda gösterilen numarayı, birinin açıp açmayacağından emin olamayarak. 

Telefonu açan birinin olmasına ilk önce çok seviniyorum, ama adam gayet net bir biçimde 23:00'ten sonra check-in yapmadıklarını söylüyor. Ben rezervasyon yaparken  check-in saatini bildirmiş ve ayrıca mail atmışım, böyle bir bilgi iletmemişler, bir anda sesim yükseliyor, konuşmam hızlanıyor.  Sinirle neler söylediğimi bilmiyorum; ama biraz sonra süper tatlı kız kardeşi gelip bizi odamıza götürüyor, check-in işleminizi yarın sabahtan yaparız diyor.

Ve odamız beklentimizin çok üstünde! 
Eski ama gıcır gıcır döşenmiş bir apartmanda, asansörü filmden çıkmış gibi, yer karoları tapılası, lokasyon şahane, fiyat makul. (Otelin Facebook sayfası için tık, rezervasyon yapmak için tık





O zamanlar bilmiyoruz; ama "Nasıl başlarsa öyle gider" deyişini doğrulayan bir tatil oluyor. Maceralı; ama sonu hep kahkahalı. 

Pompei'den Milano'ya günde en az 10-15 km yol yürüyerek ve şehirler arasında tren kullanarak yaptığımız İtalya turunun her anını anlatmaya ne hafızam ne de zamanım yeter. Ama elimden geldiğince, özellikle de lezzet duraklarını atlamadan anlatacağım. 

Şimdiye kadar bunu tamamen bencil bir amaç güderek yapıyordum. Kayıt altına almak ve unutmamak için. Bu sefer ise bambaşka bir amacım var, tur ile gidip de sadece turistik meydanlarda oturanlardan en azından bir ikisinin yolu bu yazılara düşer diye umuyorum.

Çünkü bu tatil boyunca, Toskana'nın en ücra köşesinde bile Türkiye'den gelen turistlerle karşılaştım. Çekik gözlüler kadar karakteristik fiziksel bir ortak özellikleri yoktu; ama sürekli bir hoşnutsuzluk hali ortak özellikleriydi.

Ya seyahat etmeyi sevmemelerine rağmen, sırf eşe dosta şuradaydım demek için gelmişlerdi, ya da gerçekten önceden okuyup araştırarak seyahat etmeyi bilmiyorlardı.

Ara sokaklarda, ücra noktalarda, yemek yerken hazdan öldüğümüz noktaların bir tanesinde Türkiye'den gelen turistlere rastlamadık. Ama ne zaman sırf tuvalet, internet gibi ihtiyaçları gidermek için turistlere yönelik bir mekana otursak, en az iki masa Türkiye'den gelenlerle doluydu ve "İtalyan pizzası bu mu yani?", "Eee bu makarnanın matah bir tarafı yok.", "Ayy çok sıkıldım, ne var burada yapacak?" gibi cümlelerle aralıksız olarak mızmızlanıyorlardı.

Biz ise lezzetten, keşfettiklerimizden başımız dönmüş halinde, şaşkınlıkla onları dinliyorduk. Hatta birkaçına "Burada oturmayın, bakın şu sokaktan gidin makarna alın." diye müdahale etmekten kendimizi alamadık. 

Karış karış çözdük, her noktasını öğrendik gibi bir iddiam yok; ama on gün boyunca lezzetten ve mutluluktan dört köşe olarak gezdik. İngilizce kaynak okumaya üşenenler için, hepsi önümüzdeki günlerde burada olacak.

Keyifle kalın, öperim. 


5 yorum:

sebuş dedi ki...

Zilloşum güzel bir başlangıç devamını takipteyim!

Adsız dedi ki...

Selam,
daha once yazdiklarinin rehberliginde bi Kas gezisi yapmis, ordan mutlu mesut ayrilmis, sana yuzlerce tesekkur etmis biri olaraktan bu aralar "baharda bi italya gezisi mi yapsak" sorusuna yazini okuduktan sonra koca bi EVET demis bulunmaktayim. ona goze elimde kagit kalem, kulagim sende dinliyorum simdi... sevgiyle kal!tekrar tesekkurler paylastiklarin icin!!!
Sultan/Strasbourg

Ebygale dedi ki...

şubat sonu Romada olacağım, araştırmalarımı yaptım bile, senin gezi notlarını heyecanla bekliyorum, sevgiler....

SGO dedi ki...

Bloğunuzu İtalya ile ilgili arama sonucunda buldum, fotoğrafınızı görür görmez, inanamadım; İskenderun'daki bir arkadaşımla ikiz gibisiniz. Nutella shot'ın görüntüsüne bayıldım ve dün akşamda bizim kızlara yaptım, bayıldılar. Çok güzel yazıyorsunuz... Takipteyim sizi...

zillosh dedi ki...

Sebuşcum,

Ben daha bu yoruma cevap yazamadan, mümkün olduğu kadar sık devamı gelmeye başladı bile! Öperimmm

Sultancım,
Hatırlıyorum o yorumunu, çok çok mutlu etmiştin beni, bir kere daha teşekkür ederim. :) İtalya notlarım mümkün olduğu kadar hızlı bir şekilde burada olmaya devam edecek, umarım umarım en az Kaş kadar işe yarar olurlar :)

Ebygale,
İşte harika turist! Araştıran, bilerek giden ve kesinlikle diğerlerinden daha çok keyif alacak olan. Şimdiden en güzelinden bir seyahat diliyorum.

SGO,
Hey çok tatlısınız :) Ben de Adanalıyım, hemşerilik benzerliğidir belki, ama ne yalan söyleyeyim çok merak ettim ikizimi. Nutella shot'ımın başka kızkıza sohbetleri şenlendirdiğini öğrenmek çok mutlu etti beni. Öperimmm.

Pinterest'im

Instagram'ım