13 Ocak 2014

black is the new black!*

Kadın odaklı, sosyolojik mesaj içerir yazılar yazdıktan sonra, hem biraz yüzeyselleşmek, hem de "Neden hiç moda yazmıyorsun?" diye sitem edenlerin gönlünü hoş tutmak için geliyor bu yazı.

Moda yazmıyorum; çünkü gerçekten modayı takip etmiyorum.

Bazıları tarafından "hep şık ve özenli" olarak nitelendirilen, bazıları tarafından "hiç modaya uygun değil" şeklinde yerilen bir giyim kuşam anlayışım var. O gün ne giyeceğime karar verip giyinmek için sabahları on dakikalık bir zaman dilimini kullanıyorum.

Her kadın gibi alışveriş yapmayı çok seviyorum; ama kıyafetlerime karşı duygusal bir bağım hiç bir zaman olmadı.  Hemen bugün  -bu kış çok sevdiğim, fotoğraflarda da üzerimde bol bol gördüğünüz jean ile olmazsa olmazım siyah bandaj eteklerim hariç- hepsinden vazgeçebilir , bir mağazaya girip beş dakikada içinde kendimi iyi hissedeceğim bir kombinasyon yapıp günümü kurtarabilirim.

Devasa içinde milyonlarca parça olan bir gradroba sahip olmak gibi bir hayalim hiçbir zaman olmadı, ama sürekli bir şeyler alıp durduğum için bir odayı kaplayan, içinde en az 2.000 parça olan bir dolabım var. Ama sıkıldığım için hepsini bir iki kere giyip, (bildiğiniz gibi şuradan) yeni sahiplerine ulaştırıyorum. Ben dolabım ferahladığı için mutlu olurken, bir de aldığım "hepsi çok güzel, teşekkür ederim." içerikli e-mailler ile mutluluğum katlanıyor.

O yüzden modaya dair bilmiş konuşmalar yapabilecek durumda değilim, bu sezon neyin moda olduğunu bilmiyorum. Sadece Pantone gelecek sezonun trend rengini orkide moru olarak açıklamış, bunu biliyorum. :)

Ama iyi görünmeye dair zaten biliyor olduğunuz bir kaç tavsiyeyi hatırlatabilirim:

1) Eğer 36 veya 38 beden değilseniz, üzerinize yapışan bluzlar giymekten vazgeçin. Bel bölgesindeki katlar ayaktayken evet belli olmuyorsa da, oturunca sahneye çıkıyor. Biraz bol üstlerden yana tercih yaparak çok daha harika görünebilirsiniz.

2) Boyunuz 1.70'in altındaysa ve bacaklarınız çırpı kadar ince değilse vazgeçmeniz gereken iki şey var:

Bunlardan ilki orta boy etekler. Dizinizin üzerinde veya tam ayak bileğinize kadar uzun etekler ile, dizinizin altındaki eteklerden çok daha iyi görüneceğinize garanti verebilirim. Çünkü bu orta boy etekler bacak boyunuzu keserek bacaklarınızın daha kısa ve kalın görünmesine sebep oluyor.

İkinci vazgeçmeniz gereken şey de eteklerle kısa bot giymek. Etek giydiğinizde bileğinizin biraz üzerinde biten bot giydiğinizde bacaklarınız, aynı şekilde daha kalın ve kısa görünüyor. Bu orta boy botlarınızı, onlarla aynı renkteki pantolonlarınızla giymeyi deneyin.

Bir de bacaklarınız kalın, boyunuz kısaysa, lütfen şu tüylü botlardan uzak durun. Gerçekten hiç ama hiç olmuyor. Onlar yalnızca ince bacaklı kadınlarda cool görünebiliyor.

3) Denemeden inanılmayan bir yöntem: Üzerinize giydiğiniz kazak ve bluzları, dirseklerinize doğru çektiğinizde boyunuz daha uzun görünüyor. Ayna karşısında denemesi bedava! :)

4) Dar pantolon giyiyorsanız ya g-stringe talim olun ya da dikişsiz kilotlara. Kilot izi gerçekten çirkin görünen bir detay. Ayrıca kıyafetlerinize özendiğiniz kadar iç çamaşırlarınıza da özenin. Uyumlu ve seksi parçalar giydiğinizde, kimse görmese bile kendinizi çok daha iyi hissedeceksiniz, deneyin.


5) Kışın siyahtan vazgeçmeyin.

Bunu Stokholm'e gittiğimde keşfettim. Henüz ekim ayı olmasına rağmen, hava çok soğuktu ve ben kat kat giyindiğimde renkli bir karnıbahara benzerken, sokaklardaki insanlar çok sade ve çok şıklardı. Çünkü temel olarak siyah-gri tonlarda giyiniyorlardı ve ne kadar kat kat giyinirlerse giyinsinler çok şık görünüyorlardı.

Dümdüz siyah boğazlı kazak, siyah pantolon, siyah etek, siyah kilotlu çorap, siyah gömlek, siyah elbise, siyah t-shirt, siyah blazer ve siyah deri mont (ah bebeğim en sevdiğim şey siyah deri ceket!) dolabınızda yoksa, eksiksiniz.

Her şeyinizi siyah giydiğiniz zaman şık görünmemeniz gerçekten imkansız.











Simsiyah giyinmenin sıkıcı olduğunu düşünüyorsanız, başka renkte şallar, şapkalar ve baskılı beyaz t-shirtlar ile kombinleyerek hem şık hem de havalı olabilirsiniz.





Kıyafetleriniz siyah, ruh haliniz renkli kalsın! :)




5 yorum:

şirin dedi ki...

bir ara haftanın her günü ne giydiğinizi yazmıştınız. bence çok eğlenceliydi. keşke devam etseniz.

Adsız dedi ki...

Evet bebeğim uyudu yaşasın iki günde bir yazma kararını uyguladığını görmek mutluluk verici.

zillosh dedi ki...

Şirincim,

Neden olmasın?! Kış mevsiminde sabahları uyanmak konusunda biraz zorlanıp, evden apar topar çıktığım için pek fırsat bulamıyorum; ama görünüşüme dışarıdan bakmak benim için de eğlenceli bir deneyimdi. En kısa zamanda tekrar başlayabilirim buna :)

Sevgili Adsız,

Bunun fark edilir olması ve böyle düşünen birinin olması da benim için mutluluk verici oldu, teşekkür ederim. :) aynen devam etmek konusunda azimliyim!

sebuş dedi ki...

Zevkli bir yazıydı, evet evet haftalık bir ritüel daha alalım:)

zillosh dedi ki...

Bu hafta on beş dakika erken uyanarak bunu yapacağım söz :)

Pinterest'im

Instagram'ım