06 Ocak 2015

Pancarlı, armutlu, çilekli, jalapenolu, patlayan şekerli sushiler: Inari Sushi & Omakase Restorant

Son zamanlarda nerede sushi denilse, mutlaka Inari Sushi & Omakase Restorant'ın da adı anılıyordu. "Biraz farklı, ama mutlaka denemelisin." ile neyin kastedildiğini açıkçası gidene kadar tam kavrayamamıştım.

İstanbul'da yaşayanlar, illa ki sayısı giderek artan Japon restoranları sayesinde, bu mutfağın sushiden ibaret olmadığını keşfetmiş ve temel lezzetlerini tatmışlardır. Gelgelelim, hala bu mutfağa karşı önyargılı olanların azımsanmayacak sayıda olduğunun farkındayım. Bu önyargının da büyük ölçüde kötü ilk deneyimlerden kaynaklandığını düşünüyorum; çünkü ilk yediğimiz sushiler, 'nasıl olsa anlamazlar' mantığı ile önümüze konulan az seçenekli ve acemice hazırlanmış örneklerdi. Aradan çok zaman geçti, gerek geleneksel, gerek füzyon örnekler sunan pek çok Japon Restoranı şu anda İstanbul'da harikalar yaratıyor. Bu nedenle, ben herkese şiddetle geçmişteki bütün önyargılarını bir kenara bırakıp, bu mutfak ile yeniden tanışmasını tavsiye ediyorum.

Kuruçeşme sahilde, Arşipel'in alt katında hizmet veren Inari de bu bakımdan gözüm kapalı tavsiye edebileceğim bir adres. Özellikle de hali hazırda Japon mutfağını sevenler, bence buraya en kısa zamanda yolunu düşürmeli.

Nedenlerini aşağıda anlatmaya çalışacağım; ama bence gidip de kendinizi Barlas Günebak'a teslim edene kadar ne demek istediğimi tam olarak anlamanız pek mümkün olmayacak. Çünkü burada klasik lezzetlerin yanı sıra, Barlas Günebak'ın şaşırtıcı ve başka yerde olmayan sunumları da var.





İlk önce, çeşit Japon usulü carpaccio olarak nitelendirebileceğimiz, Barbun Usuzukuri, Shake Carpaccio, Lüfer Carpaccio ile çok kısa süre yüksek ateşe tutulan palamuttan yapılan Katsuo Tataki'yi tattık. Bunlara "çiğ balık" diyip geçenler, size söylüyorum, çok büyük haksızlık ediyorsunuz. Özellikle Inari'de bunlar o kadar güzel soslarla marine edilmiş ki, gerçekten biz favorimizi bile seçemekte çok zorlandık. Armut dilimi üstünde marine edilen somondan yapılan, wasabi, tobiko ve kırmızı soğanın eşlik ettiği Shake Carpaccio'yu özellikle tavsiye edebilirim. 

Ardından İnarivice geldi. Sashimi olarak kesilmiş somon ve levreğe, portakal, üzüm, çeri domates, kapya biberi, fesleğenli ponzu sos, portakal yağı, kişniş ve nane yaprakları eşlik ediyordu.




Uzak Doğu restoranlarının tamamında servis edilen ve tempura karides ile hazırlanan Ebi Chilli'nin ardından, hepimizi şaşırtan bir lezzet geldi: Corn Kakiage. Bu menüye yeni eklenmiş ve paketlenip satılıyor olsa, evde sinema ve maç keyiflerindeki bir numaralı eşlikçi olurdu. Yedi çeşit baharat ile servis edilen tempura taze süt mısırı.


Inari'yi farklı kılan en temel şeyin sosları olduğuna karar vermişken roll şovu başladı. Dışı avokado ile kaplanmış Crazy Train, istiridye mantarı içeren ve pancar ile kaplanmış tam bir görsel şölen olan Deep Purple Roll, acı ton balığı ile çilek içeren Ichigo Roll, armut ile jalapeno kombinasyonlu Inari Special Roll, mango, istridye mantarı ve kişniş ile servis edilen Maguro To Kinoko Roll, ince bonfie dilimleri içeren Yamagato Roll, meksika biberli Puck Roll, mango üzerinde pancar cipsi ile servis edilen Hakojin Roll, dışı soya kağıdı ile kaplanmış yosunsuz ve patates çıtırlı Kiiro Hana Roll derken lezzetten, kelimenin tam manasıyla konuşamaz olmuştuk.








Armut, jalapeno, istridye mantarı, pancar, çilek gibi hiç ummadığımız içerikleri vardı. Ve yine hiç ummadığımız biçimde hepsi inanılmaz yakışmıştı ve lezzetliydi. Önümüze gelen her tabakla şaşkınlığımız artıyordu. İlk önce "Yok artık!" gibi tepkiler verirken, içeriklerine ilişkin notlar alırken, bir yerden sonra kendimizi tamamen teslim ettik. Değerlendirmeyi, düşünmeyi, yorum yapmayı bıraktık ve sadece yedik. Bayıla bayıla...

"Daha fazla şaşırmamıza imkan yok" derken Barlas bize ağzımızın payını Biguban Roll ile verdi. Spicy surimi yengeç, avakado, salatalıktan oluşan ve uçan balık yumurtası kaplı sushi diğerleri kadar sıra dışı görünmüyordu. Ta ki ağzımıza atıncaya kadar. İçinde patlayan şeker vardı!! 

Hepimiz çocukluğumuza ışınlanmış, yüzümüzde gülümseme ile ağzımızda patlayan şekerlerle eğlenirken, odun ateşinde ızgara kaz ciğerinden yapılmış Foie Gras Nigiri geldi. 


Abartmıyorum, bunu yedikten sonra masadaki kimsenin ağzından tek bir kelime çıkmadı. Hepimiz ağzımızda dağılan kaz ciğerinin tadı, Barlas Günebak'ı huşu içinde alkışlamaya başladık.

İster kendinize jest, ister sevgilinize damak tadınız hakkında şov yapmak için İnari Sushi'ye gidin, oldukça güler yüzlü ve alçak gönüllü olan Barlas Günebak'a selam verin. Hatta önyargılarınız varsa, bunları da açıkça paylaşın, şunu yemem, bunu sevmem diye. Gerçekten şaşıracak ve mutlu olacaksınız.

Lezzetle kalın!



4 yorum:

ÖZER dedi ki...

SELAM
LÜTFEN BU ÖZENLİ HAZIRLANMIŞ,ZENGİN İÇERİKLİ BLOGU YİYECEĞİN ÜÇ BEŞ PARÇA BEDAVA YEMEĞE KURBAN ETME.SENİ SIRADANLAŞTIRIR,DOĞALLIĞINI ELİNDEN ALIR VE İNAN BANA BUNA DEĞMEZ.
KIRMAK İÇİN DEĞİL BURAYI SEVEREK ZİYARET ETTİĞİM İÇİN UYARDIM.

zillosh dedi ki...

Sevgili Özer,

Öncelikle yorum için teşekkür ederim; ama daha önce de benzer bir tepki aldığım için, bu yanlış anlaşılmaya neyin sebebiyet verdiğini bilmiyorum. Gerçekten bu blogu, samimiyetini bozacak hiçbir şey yapmayacak kadar seviyorum. Çocuğum gibi bir şey. Ama gerçekten içten bir biçimde söyleyebilirim ki, beğenmediğim sevmediğim hiçbir şeyi paylaşmıyorum ve paylaşmayacağım buradan.

Sevgiler

S dedi ki...

Sevgili Sezen,

Tepkim Özer kadar sert olmasa da, kendisini anlıyor ve ona birazcık katılıyorum.

İçeriğin içten geldiği anlarla, bir başkasının daveti üzerine gidilip de sonrasında yazılan zamanlar, biz okuyucular tarafından oldukça kolay bir şekilde fark ediliyor. Ben senin beğenmediğin bir şeyi zaten burada paylaşmadığını biliyorum, bu yazıdaki görüşlerinin de senin görüşlerin olduğunu biliyorum, ancak bu yazı, bana da harput yazından daha az samimi geliyor.

Sonunda güneş açan Adana'dan sevgiler,
Sevgican

Adsız dedi ki...

Sevgili Sezen
Bende senin gibi gittiği yerleri yazan arkadaşları bir süre takip ettim fakat beni yanıltan olmadı. başlarda olmasa da bir süre sonra o samimiyetsizliği hep üzülerek gördüm. Tedirginim ben.
Alev

Pinterest'im

Instagram'ım